İnsanın içini eriten ses tonu ve kusursuz diksiyonu ile Sinan Tümer, ülkemizi yurt dışında onurlandıran başarılı bir spor spikeridir. İngiltere'de çalıştığı kanalda, tuttuğu takım olan Beşiktaş'a laf edilince canlı yayında bir konuğa saldırır. Ardından istifa eder ve Türkiye'ye dönmeye karar verir.
Bu davranışıyla tüm Türkiye'nin gözdesi haline gelerek ailesinin hayatına tam doksandan giriş yapan Sinan, abisinin evinde yeğeninin bakıcısı olarak çalışan İdil ile karşılaşır. İdil, 90’lar müziğiyle yaşayan, kıpır kıpır, rengarenk hayal dünyasına sahip bir genç kızdır. Bütün dünyası Tümer ailesi ve arkadaş grubunun etrafında dönerken bir gece ansızın hayatına Sinan girecek ve tüm dengesi bozulacaktır.
Acaba Sinan, İdil’in kalbini kazanabilecek ve on kusurlu hareketten birisini yapmadan o kalbe gol atabilecek midir? Yoksa kırmızı kart görüp oyun dışı mı kalacaktır?
“Belki yarınlarım belirsizleşti ama bir türlü o tutkulu kız olamadım. Saçma sapan gelişim kitapları bile okumuştum! Ama son sayfaya geldiğimde bir gerçeğin farkına varmıştım. Tutku, insanın içinde var olan bir şeydi. Yoksa yoktu, zorla elde edilmiyordu...”
İnsanın içini eriten ses tonu ve kusursuz diksiyonu ile Sinan Tümer, ülkemizi yurt dışında onurlandıran başarılı bir spor spikeridir. İngiltere'de çalıştığı kanalda, tuttuğu takım olan Beşiktaş'a laf edilince canlı yayında bir konuğa saldırır. Ardından istifa eder ve Türkiye'ye dönmeye karar verir.
Bu davranışıyla tüm Türkiye'nin gözdesi haline gelerek ailesinin hayatına tam doksandan giriş yapan Sinan, abisinin evinde yeğeninin bakıcısı olarak çalışan İdil ile karşılaşır. İdil, 90’lar müziğiyle yaşayan, kıpır kıpır, rengarenk hayal dünyasına sahip bir genç kızdır. Bütün dünyası Tümer ailesi ve arkadaş grubunun etrafında dönerken bir gece ansızın hayatına Sinan girecek ve tüm dengesi bozulacaktır.
Acaba Sinan, İdil’in kalbini kazanabilecek ve on kusurlu hareketten birisini yapmadan o kalbe gol atabilecek midir? Yoksa kırmızı kart görüp oyun dışı mı kalacaktır?
“Belki yarınlarım belirsizleşti ama bir türlü o tutkulu kız olamadım. Saçma sapan gelişim kitapları bile okumuştum! Ama son sayfaya geldiğimde bir gerçeğin farkına varmıştım. Tutku, insanın içinde var olan bir şeydi. Yoksa yoktu, zorla elde edilmiyordu...”