HİKÂYENİN BAŞINDA NE DEMİŞTİK?
Fedakârlık dört hecelik basit bir kelime olsa da aslında onun hayatında bir dönüm noktasıydı. Nisa… Bu kez hayatının en büyük dönüm noktasındaydı.
Nisa, aldığı önemli kararla herkeste büyük yaralar açtığının farkındaydı ve büyük bir çıkmazın içinde bulmuştu kendini. Sevdiği herkesi tek tek düşünüyordu: Senem’i, Demir’i, Devrim ile Esma Altun çiftini, arkadaşlarını ve hepsinden önemlisi yeni ortaya çıkan asıl kimliğini… Bir yanda onu bağrına basan, yaralarını saran bu insanlar; diğer yanda kanından, canından ama çok geç büyüdüğü annesi… Ne tarafa adım atsa bir diğer yanını incitecek, aklıyla kalbi arasında ince bir ipte yürüyordu. Ve bu ipte yalnız yürümüyordu. Aynı çıkmazda, en az onun kadar sınanan bir kişi daha vardı: Demir Gürsoy. Nisa’nın gitme kararıyla çaresizliğe düşen Demir’in de artık bütün yolları kapanmıştı.
Peki serinin final kitabında bu ikiliyi neler bekliyordur?
Nisa ve Demir’in aşkı, yaşadıkları zorlukların üstesinden gelebilecek kadar güçlü müdür? Bütün bu umutsuzluğun arasında birbirlerinin son limanı olabilecekler midir?